Hayatın, her alanında şiddet ile karşı karşıyayız.
Kimsenin kimseye tahammülü kalmadı.
Öfke-şiddet sarmalının zamanı-mekânı yok. Biz biliyoruz ve bu köşeden de bilmem kaç kere gündeme getirdik, anlatmaya çalıştık; yolda, otobüste, tramvayda, markette, bakkalda, hastanede, pastanede, kafede hâsılı aklınıza neresi geliyorsa şiddet aramızda ve kol geziyor… Fakat bugün anlatacaklarımız akıllara ziyan…
Şiddetin yaşandığı yer, kardeşlik hukuku ve güzel ahlakın tecelli etmesi gereken alan olarak kabul gören sporun tam orta yeri, yani içi…
O zaman anlatalım; Kayseri Amatör Küme’de futbol alanının olağan akışı içinde tamamlanan ve futbolcuların soyunma odasına yöneldiği karşılaşmanın ardından yaşananlar, akıllara zarar görüntülerle gündem oluşturdu. Genç bir oyuncu, takımına ve antrenörüne, sinkaflı cümleler eşliğinde saydırıyor… Antrenör de o oyuncuya karşılık veriyor ve boğazını sıkıyor. Tam bir rezalet örneği yani. Bu meşum olaydan geriye kalan teselli ise özür dilenerek olayın nihayetlenmesi…
Fakat kardeşim, siz yıllarca sahalarda, “Vur, kır, parçala, ölümüne oyna” gibi sloganik ifadeleri tribünlere taşırsanız, karşınıza da böyle ecüş-bücüş vaziyetler çıkar.
Ne yazık ki gele gele bugünlere geldik işte…
Şiddetin soyunma odasına inmesi garibinize gitti mi? Açık ve dürüstçe cevap vermek gerekirse, benim adıma hiçbir sürprizi yok bu işin. Zira bilmem kaç kere anlatmaya çalıştık; yalnızca futbola mahsus değil, hayatın her alanında, edebi, adabı, nezaketi, zarafeti ve de en önemlisi insan olmayı unuttuk. Kıymet arz eden ve Türk milletini sapasağlam ayakta tutan ne kadar kültürel değer varsa erozyona uğradı, avuçlarımızın içinden kaydı, bizleri terk etti gitti.
***
Şu yukarıda yer alan cümlelerin daha mürekkebi kurumadan, şiddet haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Neredeyse oynanan her 3 maçın birinde şiddet ve şiddete yönelim söz konusu. Bunun en bariz örneği de, ortaya çıkan fotoğraflara eşlik eden Futbol İl Disiplin Kurulu kararları. Futbolda var da, salon sporlarında yok mu? Geçen haftalarda da art arda salon sporlarında oynanan müsabakalardan şiddet görüntüleri yansımadı mı?
O zaman daha net anlatalım; toplumsal şiddet sarmalı, bu kez tüm spor alanlarına sirayet etti. Hem de inanılmaz bir dozajda artarak… Tam yerine gelmişken, manzara koymaya kalkışmadan tane tane tekrar kere tekrar ifade edelim ve uyaralım… Bakın bunlar daha iyi günlerimiz. Eğer şehri yönetenler, ilgililer olayın farkına varmamaya devam eder, kulağının üzerine yatarsa, karşımıza çok vahim tablolar çıkma olasılığı zannedilenden çok daha fazlası olacak. Oysa yapılması gerekenler çok basit, adına spor şûrası-çalıştayı ne derseniz deyin, antrenörler, sporcular, hakemler, yöneticiler, hatta sporseverler dahası konunun paydaşları olarak kim varsa bir araya getirin bilim-bilimsellik temelli argümanlarla yol almayı deneyin bir kere de; çok şeyin değiştiğini göreceksiniz.
Bilirim kimse sorumluluk almaz ama biz yine de yazarak, şuraya not düşmüş olalım…