Yazık kere yazık…
Sokaktan bize yansıyan manzaralarda ciddi bir asayiş berkemal durumları olsa da, Covit-19’u hâlâ hafife alanları görmek fena halde üzücü.
Dünyanın bilinen salgın hastalıklar tarihine baktığınız zaman, karşınıza öyle bir tablo çıkıyor ki, oturup iki kere düşünmek zorunda kalıyorsunuz. Kimi zaman 100-200 yıl arasında yer kürenin başına bela olan salgınlardan örnekler verelim de, işin ciddiyeti biraz daha anlaşılsın istedim bugün.
Justinian Vebası: 541-542 yılları arası, tahmini ölüm sayısı: 30-50 milyon
Japonya çiçek salgını: 735-737 yılları arası, tahmini ölüm sayısı: 1 milyon
Kara Veba: 1347-1351yılları arası, tahmini ölüm sayısı: 200 milyon
Yeni Dünya Çiçek Salgını: 1520 ve sonrası tahmini ölüm sayısı: 56 milyon
İtalya Vebası: 1629-1631 yılları arası, tahmini ölüm sayısı: 1 milyon
Kolera Pandemileri: 1817-1923 yılları arası, tahmini ölüm sayısı: 1 milyondan fazla
3. Veba salgını: 1885-1886 yılları arası, tahmini ölüm sayısı: 12 milyon
Rus Gribi: 1889-1890 yılları arası tahmini ölüm sayısı: 1 milyon
İspanyol Gribi: 1928-1920 yılları arası tahmini ölüm sayısı: 50-100 milyon
Asya Gribi: 1957-1958 arası tahmini ölüm sayısı: 1.1 milyon
Honkong Gribi: 1968-1970 yılları arası tahmini ölüm sayısı: 1 milyon
HİV-AİDS: 1981-günümüz arası tahmini ölüm sayısı: 25-35 milyon arası
Domuz Gribi: 2009-2010 yılları arası tahmini ölüm sayısı: 200 bin
COVİT-19: 2019-günümüz: 1 milyon
Bahse konu salgınların tamamında milyon ve üzerinde gerçekleşen ölümler silsilesi var. Bir de tarihin aralıkları içinde binler-yüz binlerle ölçülen irili ufaklı salgınlardan (Ebola, Sars, Mers gibi) bahsetmek de mümkün.
Anlaşılacağı üzere, yerkürenin kayda geçen tarihinden itibaren salgınlar olmuş, olmaya da devam edecek. Bitmeyen salgın yok; ama görüldüğü gibi, bitenin yerine yeni bir versiyon geliyor.
21. yüzyılın içinde insanlığın yakasına yapışan bu meşum pandemiyle ilgili şu anda tıbbi olanaklar sınırlı. Tedavi meçhul, aşı ise beklemede. O zaman yapılacak tek şey kalıyor; hastalığın bulaşını engellemek. O da bizlerin elinde.
Meske, mesafe, hijyen üçlemesini içselleştirerek…
Toplumsal hareketliliği azaltarak…
Konulan kurallara uyarak…
Hedefe ulaşmak mümkün!












