Piyasalar allak-bullak.
Akşam yatıyorsun, farklı, sabah kalkıyorsun ayrı girizgâh.
Dedik ki, “Ne oluyor?” acaba…
Öyle ya, geçen hafta 7.50 civarına gerilen dolar, dün itibariyle 7.83 seviyesini gördü. Avro öyle, sterlin hakeza. Kısacası dövizde aşağı-yukarı git-geller, herkesin kafasını karıştırdı. İyisi mi biz konunun bilenlerine soralım dedik ve öyle de yaptık.
Gazete Kayseri olarak, KTO, KAYSO başkanlarının kapısı çaldık. Bir döviz bürosu sahibi ve bir sarrafa “Bu piyasayı” değerlendirmelerini istedik.
KTO Başkanı Ömer Gülsoy, bakın neler söyledi:
“Son aylarda döviz kurlarındaki artışın para politikalarına ve her türlü ticareti olumsuz etkilediğini ifade etmemiz gerek. Merkez Bankası geçtiğimiz yıl haziran ayından başlayarak faiz oranlarını yüzde 24’den yüzde 8.25’e kadar düşürmüştü. Salgının da etkisi ile döviz kurlarındaki yükselmeyi frenlemek isteyen Merkez Bankası geçtiğimiz hafta faizleri 200 baz puan artırarak 10.25’e yükseltti. Merkez Bankasının 200 baz puan artırma oranın fazla olduğunu söylemeliyim. Aslında finansal denge açısından birkaç aydır reel faiz zaten yüksekti. Bir anlamda Merkez Bankası da fiili durumu reel hale getirmek zorunda kaldı. Dilerim faizler daha da yükselmez. O takdirde Merkez Bankamızın döviz rezervleri ve diğer stoklarındaki azalma heba olmuş olur.
Merkez Bankası'nın piyasa beklentisinin aksine politika faizini 200 baz puan artırması, son günlerde yükseliş eğilimi gösteren dövize yaramadı. Kararla birlikte 7.70 lira düzeyinde seyreden dolar kuru 7.55'e kadar sert bir geri çekilme yaşarken, euro ise 8.98 lira düzeyinden 8.80 lira seviyesine düştü. Bugün itibariyle kayıplarını geri alsa da Merkez Bankası ve BDDK'nın son kararları piyasaları desteklediğini söyleyebiliriz. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısına ilişkin haber akışının da gündemin odağındaki yerini koruyor.”
KAYSO Başkanı Mehmet Büyüksimitçi dövizde yaşanan artışı kendi penceresinden değerlendirdi elbette:
“Dövizin bu şekilde yükselmesi ya da düşmesi, sanayiciyi önündeki planları açısından daha belirsiz bir hale sokuyor elbette. İhracat açısından baktığımızda ise nispeten rekabet şansımızı biraz daha arttırıyor. Bu düşüş ve yükselişler sanayiciyi biraz beklemeye itebilir. Geçmişten tecrübesi olan sanayicilerimiz borçlanmayı öğrendi. Geliri Türk Lirası ile olan sanayicimiz Türk Lirası ile borçlanıyor. Bir sıkıntı olacağını sanmıyorum. Türk Lirası ile geliri olan sanayicilerimiz dolar ile borçlanmıyor. Böyle olursa sıkıntı olabilir. Ama geçmişten tecrübe kazanan, gereken dersleri çıkaran sanayicilerimiz bu süreçte zorlanmayacaktır.”
Hem sanayici, hem de ticaret erbabı adına bu değerlendirmelerin muazzam kıymet arz ettiğini biliyorum. Fakat, bir isim var ki, deyim yerindeyse müthiş bir açıklamayla olan biteni anlattı. 50 yıldır piyasaların içinde olduğunu dile getiren Mustafa Gülsoy, yaptığı açıklamada, “Döviz, bugün yükselip gitti, yarım saat sonra bak düşer. Güvencesi yok dövizin. Bu işlere kimsenin aklı yetmez, yetiyorum diyen yalan söyler. Ben 50 yıldır bu işi yapıyorum, halen daha bu işi beceremiyorum.”
50 yılını piyasaların içinde geçiren Mustafa Gülsoy’un ifadelerinin altını çizmek lazım: Güvencesi yok dövizin… Altın ise, her zaman güvenli liman”












