Her yıl açıklanan istatistiklerde tekrar eden bir tablo var: Boşanma oranları her geçen yıl daha da artıyor. Bu artışın arkasında çeşitli maddeler halinde birçok sebep verebiliriz.
Fakat bana sorulacak olursa, evliliklerin kısa sürmesinin en temel sebebi; insanların beklenti seviyelerinin oldukça yüksek olması derdim.
Artık herkes dört dörtlük bir hayat, kusursuz bir eş hayal ediyor.
İşin özü her şeyin kusursuz olması gerekiyormuş gibi bir algı hâkim.
Özellikle yakın dönemde hayata göz açmış kuşakta buna fazlasıyla şahit oluyoruz.
Oysaki hayat denilen şey, inişleri ve çıkışları olan bir süreçtir. Fakat insanlarımızın bir çoğunluğu bu durumu göz ardı ediyorlar.
Elbette ki kimse mutsuz bir evliliğe mahkûm edilmemeli.
Ancak sorulması gereken soru şu: Gerçekten mutsuz olduğumuz için mi boşanma oranları bu denli artış gösteriyor? Yoksa beklentilerimiz fazla olduğu için mi tatmin olamıyoruz?
Açık ara evliliklerin büyük bir çoğunluğu hiçbir şeyi “yeterli” bulamadığımızdan kaynaklı bitiyor.
Ne kötü bir durum değil mi? Gereksiz istekler ve gösteriş yarışları yüzünden bir evlilik bitiyor!
İşin kötü kısmı ise, insanlarımız artık bu olan biten her şeyi normal karşılamaya başladı.
Çünkü artık gösteriş ve uçlarda yaşama insanların yaşam gayesi olmuş…
Oysaki insan için gaye olan ne gösteriş ne de şöhrettir!
Gaye olan saadettir.
Öyleyse saadetli bir hayat yaşamamız dileği ile…












