“Bir çocuğun bir yetişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır.” Diyor Brezilyalı romancı;
Birincisi nedensiz yere mutlu olmak.
İkincisi her zaman meşgul olabilecek bir uğraş bulmak.
Üçüncüsü elde etmek istediği şey için var gücüyle savaşmak.
Bu üç şey yetişkinlerde çoğunlukla tam tersine dönüyor.
Mutsuz olmak için bahane üreten, sürekli tembelliği tercih eden ve ilgi çekmek için problem üretmeyi seven bir canlıya dönüşüyoruz. Vitrin o kadar geniş ki, seçenek o kadar çok ki insanlar neyi dert edebilirim diye alışverişe çıkmış gibi davranıyorlar. Tabiri caizse değişime verilen ya da iade edilen mallar gibi dertler de sürekli el değiştiriyor.
Hemen hemen hepimizin etrafında vardır böyle tipler.
Oysaki hayat basit bir müessesedir. Ve insanlık oldukça üstün yeteneklere sahip varlıklardır.
Demem o ki elimizin altında onlarca mutlu olma yöntemi varken neden hâlâ kolay yolu seçip karalar bağlar ki insanoğlu? Aklım almıyor.
Şartlar ne olursa olsun insan, öncelikle kendini düşünmeli kendisiyle ilgili olmalı.
Mutsuz olmak için bahane üretmemeli!
Son olarak şunu söyleyebilirim ki, siz siz olun hayatta mutluluğun sizin elinizde olduğunu ve bu kaynağın sadece kendiniz olduğunuzun bilincinde yaşayın.
İşte o zaman hayat biraz olsun yaşamaya değer oluyor.