Eskiden insanlar arası bir beraberlik, dayanışma, hoşgörü ve saygı vardı.
Evet, geçmiş zamanlı konuşuyorum çünkü geldiğimiz şu dönemde bu saydıklarıma şahit olmak pekte mümkün değil.
Son yıllarda toplum olarak birbirimizi anlama erdeminden hızla uzaklaşmaya başladık.
Örnek vermem gerekirse,
İnsanlar arası sohbetler artık anlaşmak üzerine değil, karşımızdakini mat etmek üzerine kurulu gibi.
Yeter ki biri bizimle aynı görüşte olmasın hemen taş atma eylemine geçiş yapıyoruz.
Ne fikirlere saygı göstermeyi biliyoruz ne de konuşmayı.
Biraz ağır gelebilir ama toplumun büyük bir çoğunluğu artık ahlaki değerler konusunda git gide bozulma yaşıyor üstelik her gün biraz daha derinleşerek!
İnsanlığın gidişatı çok acayip bir durumda.
İyiye-iyi, kötüye-kötü diyemeyen...
Hatta kötülükten beslenip, iyiliğin düşmanı olmuş bir topluluktan bahsediyorum.
İşin kötü kısmı ise toplumdaki bu tiplemeler, her şeyi kendine hak görüyor.
Tarihin en hazin günlerini yaşıyoruz galiba.
Dikkat edin, gözlemleyin göreceksiniz ne demek istediğimi.
Son olarak belirtmek isterim ki; Yanlış yüzyılda genç olmanın hayal kırıklığını yaşamaktayım.
Yine de hayatı ve insanları seven yönümü sağ tutmaya çalışıyorum…
Yazar ne diyordu sahi: “Lotus çiçeği bataklıkta yetişmesine rağmen temiz kalabiliyormuş.”
Demem o ki bizler de içinde bulunduğumuz bu bataklığa rağmen hep temiz ve güzel kalalım…