Doğal afetler deyince ilk akla gelen ve herkesi en çok korkutan kuşkusuz depremdir.
Ve biz bir deprem ülkesiyiz.
Türkiye’de belgeli olarak bildiğimiz en büyük deprem ise 1999 Marmara depremiydi.
Marmara depreminin bilançosu çok ağırdı.
Yaklaşık 20 bin insanımızı kaybetmiştik. Ve yakın zamanda yaşadığımız 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde ki deprem…
O zaman da fazlasıyla can kaybımız olmuştu.
Şu an 2025 yılındayız ve maalesef ki, bir deprem korkusu daha yaşadık.
23.04.2025 tarihinde İstanbul Silivri’de Saat 12.13’te 6,2 büyüklüğünde deprem yaşandı.
Silivri ilçesinde olan 6,2 büyüklüğündeki bu sarsıntı İstanbul’un yanı sıra çevre illerden de oldukça hissedildi. Bütün bu olanların ardından kent genelinde vatandaşlar, parklarda ve açık alanlarda toplandı. Allah’tan büyük hasar ya da can kaybı yaşanmadı. Fakat ülke olarak korku ve endişe içerisindeyiz.
En büyük korkumuz olan İstanbul depremi ile karşı karşıya mı kalacağız? Diye.
En büyük korkumuz diyorum çünkü İstanbul demek, Türkiye demektir.
Konu ile ilgili deprem uzmanları arasında ise tartışmalar sürüyor.
Bu İstanbul’da beklenen büyük deprem miydi? Değil miydi? Diye. Henüz belli değil.
Kısacası İstanbul başta olmak üzere pek çok kentte ne büyüklükte nasıl bir depremle karşılaşacağımızı bilmiyoruz.
Depremin gece mi? gündüz mü? Bizleri nerede, nasıl yakalayacağını hiç ama hiç bilmiyoruz.
Tek bildiğimiz Türkiye bir deprem ülkesi! Ve bunun bilincinde olarak, geçmişte yaşanan olayları gözler önünde bulundurarak, devlet ve vatandaş olarak gereken bütün önlemleri almalıyız.
Ve yaşanan bu son hadisede bir kez daha anladık ki, biz depremi unutsak da deprem bizi unutmuyor ve sürekli kendini hatırlatıyor…
O yüzden A’dan Z’ye tüm olumsuzlukları ele almanın tam zamanı diye düşünüyorum.
Çünkü bu millet aynı acıları tekrar tekrar yaşamak istemiyor!
Son olarak İstanbul Silivri’de meydana gelen ve çevre illerde de hissedilen depremden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü afetlerden korusun.