Hepimizin bildiği üzere yaz mevsimi, deniziyle, tatiliyle, akıllarda hep güzel anılar bırakır.
Ancak son yıllarda yaz deyince akla ilk gelen ne yazık ki “aşırı sıcaklar” oluyor.
Özellikle bu yıl Kayseri âdeta kavruluyor.
Hemen hemen herkesten şu cümleleri duyuyoruz:
“Ne olacak bu sıcaklar?”
“Dışarı çıkmaya korkuyorum.”
“Bu sene başka sıcak!”
Hatta sıcaktan şikâyet etmek sabah selamlaşmalarının bile bir parçası haline geldi.
Eskiden yaz deyince Erciyes’ten inen serinlik içimizi ferahlatırdı.
Şimdi rüzgâr esecek olsa, herkes camları kapatıyor. Sebebi ise, artık serinlik yerine sıcak bir esintiye maruz kalıyoruz.
Özellikle şehir merkezinde, asfaltın ve betonun etkisiyle ısı daha da artıyor.
Üstelik bu durum sadece rahatsızlık vermekle kalmıyor, kronik hastalığı olanlar ve çocuklar için ciddi bir sağlık riski oluşturuyor.
Durum böyle olunca uzmanlar, zorunlu olmadıkça, güneş sıcaklığının en belirgin olduğu 11:00-15:00 saatleri arasında dışarıya çıkılmamalıdır uyarılarında bulunuyor. Fakat mevsimlik işçiler başta olmak üzere pek çok iş kolunda bu saatler arasında direkt olarak güneşe maruz kalarak çalışmalar gerçekleştiriliyor.
Bunlar inşaat, tarım, maden, belediye hizmetleri vb. faaliyetlerinde çalışanlardır.
Dışarıda aktif olarak zorunlu çalışması gereken bu sektörlerin mümkün oldukça güneş altında korunmasız kalmamaya, ağır eforlu işlerden kaçınmaya ve sık sık sıvı tüketmeye daha çok dikkat etmeleri gerekiyor.
Son olarak bu sıcak günlerde çalışan, üreten, emek veren ve alın teri döken ailesine, ülkesine ve tüm insanlığa hizmet eden emekçi kardeşlerimizin Allah yardımcısı olsun.












