Kayserispor kurtuluşa dair kocaman kocaman seri adımlar atmaya devam ediyor.
Önce Hatay, ardından Adana deplasmanında alınan galibiyet ile birlikte haftalardır elde edilen iyi sonuçlara karşın içinden çıkamadığı hattı, yırttı attı. Tam da umudun kesildiği, “Yandık, battık, bittik, gittik” denilen dönemde işbaşı yapan Sergei Jakirovic’in toparladığı ve hâl yoluna koyduğu Kayserispor gerçek kimliğine döndü, umut yüklü düşünceler de bununla birlikte tavan yaptı.
Aslına bakarsanız, Boşnak teknik adam bir gerçeği herkesin suratına net biçimde çarptı, başarısızlığın sebebini deşifre etti desek yerli yerinde olur… Biz anlatalım; umarım ders olur, ders çıkartılır. Jakirovic ne mi yaptı, sarı-kırmızılı takımın kısır vizyonerli, yetersiz yönetim biçiminin neye mal olduğunu ortaya çıkardı. Takımı, idare etmekle, yönetmek arasında ne denli büyük bir fark olduğunu çok konuşmadan, aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz metodiği üzerinden yürüdü ve 33 puanı buldu... Yani bir teknik adamın ne alma geldiğini, bunun seçiminin nelere kadir olduğunu sessizce ifade etti.
Ortaya çıkan bu tablonun ardından, bugünkü-dünkü yönetimler umarım otururlar, şapkalarını önüne koyup dünürler. Kulüp yönetmek, öyle sanıldığı kadar basitlik yüklü bir iş değil. Hele hele ‘Ben yaptım oldu” düşünce tarzıyla bir arpa boyu yol kat etmenin esamisi bile söz konusu değil. Jakirovic’in yaptığı, seçim tercihlerinin ne denli kıymet arz ettiğini ortaya koşmaktan başka bir şey olmadı. Son dönemlerde stajyer bile olamayacak tiplerin bir dizi baskılar, boyun eğmelerle takımın başına getirilerek teknik adam diye lanse edilmesinin faturası, bedeli muazzam ağır biçimde ödenecekken, yolun çıkmaz sokak olduğu ancak son katrede fark edilerek yön değiştirilmesi kurtuluşun kapısını araladı. Ancak bu tabloyu içselleştirerek, futbol takımlarında ortaya konulan yönetimsel anlayışın ne kadar kıymetli olduğunu içselleştirmek, ders almak fena halde önem arzediyor… Ders alınır, alınmaz onu bilemiyorum ve zamana bırakıyorum. Ancak geldiği günden beri 2 puan ortalamasını yakalamasına rağmen Kayserispor haftalardır hâlâ düşme hattında debeleniliyorsa, hatanın sebepleri şimdiden tesislerin orta yerine kocaman puntolarla asılmalı ki bir daha tekrar edilmesin.
Pek ala; gelinen noktada her iş bitti mi? Cevap; asla ve kata… Kayserispor kalan maçlarını da aynı titizlikle değerlendirerek yoluna devam etmeli. Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmazken, Kasımpaşa ile başlayacak ve sezonun son düdüğe kadar devam edecek bu mücadelede hata yapanın ağır bedel ödeyeceği düşünülerek, hareket etmek olmazsa olmaz koşul olarak karşımızda duruyor. Şehrin bütünleşmesiyle Kayserispor’un başaracağından hiç kuşkum yok, ancak kimse işi garanti görmesin ve doğru adımlar atılmaya da devam edilsin.
Hafta hafta yol yürümek ama temkini elden bırakmadan… Bir de tabii olarak sezon bitiminde, haftalardır cehennem azabına dönüşen başarısızlık günlerinin sebepleri-sonuçları kamuoyu ile paylaşılmasının gerekliliğini de şuraya not olarak düşelim.