Sonbahar demindeyiz. Eylülü bitirdik, ekim günleri başladı bile. Artık kış odaklıyız.
Zaman su misali akıp giderken, ülkesel sorunlarımız can yakıcı olma özelliğini hiç kaybetmiyor nedense…
Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, uzunca zamandır vatandaşın bir numaralı gündemi ama ne hikmettir bilinmez siyasilerin önemli bir bölümünün orta yerdeki durumdan haberi yok. Bir de TÜİK eliyle enflasyonun düştüğüne dair rakamsal veriler geliyor karşımıza, lakin bunun da inandırıcılığı yok. Zira vatandaş cebindeki parayı ve o paranın değer olarak neyi ifade ettiğini iyi biliyor. İnsanlar, “Enflasyonun gerçek rakamı benim cebimdeki paranın alım gücü” diyor. Artık enflasyonun düşmesinin fiyatların düştüğü anlamına gelmediğini, fiyat artış hızıyla alakalı olduğunu herkes gayet net ifade edebiliyor. Güzel memleketimin güzel insanları bildiğin ekonomist…
Mevsimsel başladık yazıya, ekonomiye yönümüzü çevirdik; malum önümüz kara kış. Meteorolojik tahminler La Lina etkisiyle şaşırtıcı hava dalgalanmaları ve aşırı soğukların vizyona girme olasılığının kuvvetle muhtemel olduğunun üzerinde duruyor. Bu demek oluyor ki, doğalgaz kullanımı artacak, bu durum da faturalara yansıyacak. 2025 yılında doğalgaz için zam öngörülmüyor. En azından Enerji Bakanlığı’nın açıklaması bu yönde. Umalım ve inanalım ki, bir sabah kalktığımızda doğalgaz zamlanmasın, aksi halde yandı gülüm keten helva.
Kamuoyunun bildiği üzere, bugün itibariyle yeni yasama yılı başlıyor. TBMM açılıyor yani. Hem de ciddi bir sıkıntıyla. Hatırlayalım, geçen yılki açılışta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ayakta karşılayan, dinleyen ve alkışlayan CHP bu kez “Meclis’e bile gelmeyeceğiz” diyor… Siyasetin hali, pürmelali bir yılda nereden, nereye?
Demem o ki, buraya peşin peşin yazayım; siyasi atmosfer bugünden itibaren daha bir çetrefilli hal alacak, tartışmaların dozajı tavan yapacak. Yani iyiye, güzele dair bir beklentiniz varsa, içinizde tutun, size kalsın. Çünkü çözüm bekleyen sorunlar yine auta çıkacak, konuşulmayacak bile.
Rahat olun, her şey aynı tas, aynı hamam biçiminde sizi yanılmadan devam edecek… Onun için fazla şey etmeyin; takmayın, takılmayın, umutlu olmayın derim. Siyaseten nerede kalmıştık günlerine hoş geldiniz!












