Kayserispor’un son avı Başakşehir oldu.
Sergej Jakirovic’in teknik sorumlu olarak göreve başlamasının ardından ivme kazanan, futbola odaklanan sarı-kırmızılı takım, 6’ncı maçında 11’inci puanına ulaşırken, çok zorlanmandı desek doğru olur. Zira karşı tarafta Süper Lig’in halı saha takımı hüviyetinden öte hiçbir icraatı olmayan, oyunu yavaşlattıkça yavaşlatan, sahayı sürekli enine kullanan, ‘top bizde kalsın’ düşüncesinin dışında bir arpa boyu yol kat etmeyi düşünmeyen bir rakibe karşı mücadele etti Kayserispor.
Elbette bir başka özel durumu daha vardı bu karşılaşmanın… Zamanında Kayserispor’u yüzüstü bırakıp kaçan, sonrasında da “Transfer yasağı, yetersiz kadro” gibi şeyler gevelen Çağdaş Atan 90 dakika sonunda 3’ün 1’ini görürken, Başakşehir’de gerekli dersi aldı mı bilinmez ama taraftar kendisini paha biçilmez bir gerçekle yüzleştirdi sanırım. 3 puan gereksinimin dışında özel önem arz eden bu karşılaşmanın iki tarafı vardı. Bir yanda oynamak ve kazanmak isteyen Kayserispor, diğer tarafta oynamama üzerine kurulu zihniyetle mücadeleyi yavaşlatan ve el freni futbolunu benimseyen Başakşehir… İşi gazozuna maç seviyesine getirmek adına elinden geleni ardına koymayan Başakşehir takımı, aslında kendi cezasını kendi eliyle kesti. Stoper Jerome Opoku defanstan pas oyunuyla çıkmak isteyen takım arkadaşına göndermek istediği topu araya giren Kartal Kayra Yılmaz’ın kapması ve Mehdi Bourabia’ya işbirliği ile Carlos Mane’nin skorbordu değiştirmesiyle, deyim yerindeyse çile bitti… Tam devre biterken gelen son dakika gölü, Kayseri’de her şeyi değiştirmeye yetti de arttı bile.
Futbolu yan pas-sahayı enine kullanmak zannına kapılan ve gerçekten de çirkinleşen futbol örneğine cezayı kesen Kayserispor, ikinci 45 ile birlikte coşkusunu daha da üst düzeye çıkarmayı bildi. Rakibin şuursuz futboluna karşı bir anda 3-0 gibi bir skor üretti. Aslında daha fazlasını da bulabilirdi. Rakibin maç biterken bulduğu tek sayıya bakmayın siz, çocuklar bu galibiyeti anasının ak sütü gibi hak etti. Hem de kendilerini bırakıp kaçan bir teknik direktörü karşı.
Pupa yelken yol almaya devam ediyor Kayserispor. Oynadığı futbol ve mücadele azmi, kazanma arzusu da keyif veriyor. Bugüne kadar stajyer teknik direktörlerin elinde oyuncak edilen sarı-kırmızılılar, defalarca anlattığım gibi kaliteli isimlerden kurulu bir takım. Bu takımı doğru biçimde oynatırsanız, her koşulda sonuç alırsınız. Sergej de bunu yaptı, yapmaya da devam ediyor. Kayserispor’un yolu, sonuna kadar açık. Yeter ki, saçma sapan işler yapılmasın.
Her ne kadar puan sıralamasında düşme hattının içinde yer alınsa bile, oynanan futbol ve rakiplere bakılınca Kayserispor’un bulunduğu ligi sonuna kadar hak ettiği bir gerçek karşımızda duruyor. Böyle devam edildiği müddetçe eminim hedefe ulaşılacaktır.
Şimdi ayakta alkışlanması gereken bir mücadelenin ardından gelen 3-1’lik galibiyet sevinci bir kenara bırakarak, G.Antep deplasmanına odaklanmak, en makul tavır olacaktır. Bu takımın yolu açık, umarım bahtı da açık olur…
Bir eleştiri de benden siz kayserispor yazarlarına gelsin neden hocanın maç sonu basın toplantısında bir tane bile soru sormazsınız hocaya çok ayıp oluyor bu kadar duyarsız olunmaz ki...