Yarın arife, sonrası bayram.
Eskisi gibi olmasa bile, koşturmaca, telaş, çarşı Pazar hareketliliği çoktan başladı bile.
Nerede o eski bayramlar üzerine tumturaklı cümleler kurmanın nafile olduğuna tanıklık eden ve içselleştiren biri olarak günümüzde nostaljiye bir yer olmadığının farkındayım. Yine de küçük küçük hatırlatma yapmakta fayda var. Kim bilir belki işe yarar…
O zaman muhafazakâr mahallenin önemli isimlerinden ve 7 güzel adamdan biri olan müteveffa Cahit Zarifoğlu’nun ifadelerinden bir demet sunmak da bize düşsün…
“Üstadım” dedim, “Bayramda ne keseyim?”
Dedi k:
“Önce gıybeti kes,
Kul hakkı yemeyi kes,
Yalan söylemeyi kes,
Adam kayırmayı kes,
İsrafı kes,
Kötülükten irtibatı kes,
Bunları kesmezsen, ne kesersen beyhude!”
Üstadım dedim: "Bayramda ne alayım?
Dedi ki:
"Birkaç piri faniden gönül,
Birkaç çocuktan gülücük,
Alabilirsen birkaç fakirden de dua al ..."
Tabii bu önermelerin dışında da önemli çıkışları var, genç yaşta yaşamını yitiren Zarifoğlu’nun… “Ben bu çağdan nefret ettim, etimle, kemiğimle nefret ettim” sözleri de kendisine ait… 80’li yıllarda bu sözü söyleyen şair, bugün yaşasa günümüze dair hangi veciz ifadeler yer verir az buçuk anlamak mümkün…
Neyse çok uzatmaya gerek yok; gerçek manada gönüllere dokunabiliyorsak ve insan olduğumuzu hatırlayabiliyorsak ne mutlu bize…
Kurban Bayramı’nı kavurma şölenine dönüştürmekten başka hiçbir düşüncesi olmayanlara zaten sözümüz yok.
Şimdiden hepinize mutlu bayramlar.