Sonbahar serinliğini iyiden iyiye hissettirmeye başladı.
Yapraklar dökülüyor, havalar soğuyor…
Fakat soğuyan sadece hava değil, cüzdanlarımız da.
Çünkü kış demek, masrafların katlanarak arttığı mevsim demek.
Bir yanda doğalgaz faturaları, elektrik giderleri, yakacak derdi…
Öte yanda pazardan alınacak sebzenin, meyvenin, hatta turşulukların bile cep yakan fiyatı…
Kışa hazırlık artık sadece kalın kazakları dolaptan çıkarmakla sınırlı değil; her aile için ciddi bir bütçe hesabı anlamına geliyor.
Kışın en ağır yükünü omuzlayan yine sofralar ve faturalar oluyor.
Kavanozlar dolmadan cüzdanlar boşalıyor adeta.
Hele ki dar gelirli aileler için bu yük, bazen sırtlanamayacak kadar ağır.
Ama unutmamak gerekir ki kış, aynı zamanda dayanışmanın da mevsimidir.
Komşuyla paylaşılan bir tabak turşu, dostla bölüşülen bir tas çorba, akrabadan gelen bir çuval odun…
Hepsi hem sofraları hem de gönülleri ısıtır.
Belki de bu kış hepimize düşen görev; daha dikkatli harcamak, israfı azaltmak ve paylaşmayı çoğaltmak.
Çünkü masraflar ağır ama dayanışma her zaman daha güçlüdür.












