Yaz ayları, sadece tatillerin ve bayramların değil, aynı zamanda düğünlerin de en yoğun yaşandığı dönemdir.
Adeta bir “düğün sezonu” başlar.
Neredeyse her hafta sonu, bir tanıdığımızın ya da komşumuzun düğün davetiyesi elimize ulaşır.
Açık havada esen hafif rüzgâr, rengârenk çiçekler, uzun yaz akşamlarının keyfi ve neşeli müzikler, bu sezonun ruhunu şekillendirir.
Gelin ve damadın mutluluğu, misafirlerin coşkusu ve paylaşılan o özel anlar, yaz düğünlerini unutulmaz kılar.
Elbette düğün sezonunun kendine özgü zorlukları da var.
Kavurucu sıcaklarda gelinlik taşımak, damatlık içinde terlemek ya da davetlilerin gölgede serinleyecek köşe arayışı…
Ancak tüm bu ayrıntılar, çoğu zaman eğlenceli hatıralara dönüşür.
Düğün sezonunun bir başka güzelliği de renklerin cömertliğinde gizlidir.
Gelin çiçeklerinde lavantalar, masalarda begonviller, akşamları gökyüzünü süsleyen yıldızlar…
Bu atmosfer, romantizmin ve neşenin aynı anda yaşandığı eşsiz bir tabloya dönüşür.
Kısacası yaz aylarında başlayan düğün sezonu, sadece evlenen çiftlerin değil, aynı zamanda dostların, akrabaların ve komşuların da birlikteliğini pekiştiren bir zaman dilimidir.
Bir ömür hatırlanacak anılar, işte bu sıcak ve coşkulu günlerde doğar.












