Yaz mevsimi, sadece sıcak havaları ve tatil planlarını değil, aynı zamanda çarşı pazarlara da ayrı bir canlılık getiriyor.
Özellikle sebze ve meyve tezgâhları, adeta renk cümbüşüne dönüşmüş durumda.
Karpuzun serinliği, kavunun kokusu, domatesin kırmızısı ve biberin yeşili…
Hepsi, yazın bereketini gözler önüne seriyor.
Pazar tezgâhlarının önünde yaşanan telaşlı ama bir o kadar da neşeli kalabalık, aslında yaz kültürümüzün bir parçası.
İnsanlar kimi zaman torbalarını doldurup evlerine koşuyor, kimi zaman ise pazarcı esnafıyla uzun uzun sohbet ediyor.
Yazın getirdiği bu hareketlilik, sadece alışverişi değil, insan ilişkilerini de güçlendiriyor.
Bir yandan fiyatlar konuşuluyor, diğer yandan çocukların ellerine tutuşturulan taze kayısılar, erikler yazın tadını daha da anlamlı kılıyor.
Yazlıkçılar köylerinden, bağ bahçelerinden getirdikleri ürünleri tezgâhlara sererken; şehirde yaşayanlar da doğallığın peşinde pazar pazar geziyor.
Çarşı pazarların bu yaz coşkusu, aslında ekonominin nabzını da tutuyor.
Hem esnafın yüzü gülüyor hem de vatandaş sofralarını taptaze ürünlerle süslüyor.
Yazın renkleriyle dolup taşan pazarlar, bize bir kez daha gösteriyor ki, Anadolu’nun bereketi hâlâ sofralarımızı şenlendirmeye devam ediyor.












