Ülkede aylar yıllar geçiyor, ama bu coğrafyada sıkıntıların, acıların ve dertlerin ardı arkası kesilmiyor.
Her yeni gün, dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyoruz.
Son yıllarda artan polisiye olayları, toplumun her köşesinde derin bir güvensizlik yaratmış durumda.
Öyle bir noktaya geldik ki, yolda yürürken hiç tanımadığınız birinin size zarar verme ihtimali bulunmakta. Hatta insan hayatı, bir başka kişinin ellerinde sıradan bir oyun haline gelmiş durumda.
İşin en kötü tarafı ise, gün geçtikçe daha kötü olaylara şahit oluyoruz.
Örnek veremem gerekirse; geçtiğimiz günlerde, İzmir’in Balçova ilçesinde bir polis karakoluna, 16 yaşında bir çocuk pompalı tüfekle saldırı gerçekleştirdi.
Saldırıda, 2 polis memuru şehit oldu, 1 polisimiz ağır yaralandı.
Bu yaşadığımız olay, toplumsal yapının temellerinde bir erozyon olduğunu gözler önüne çok net bir şekilde seriyor.
Hepimizin bildiği üzere karakol, bir ülkenin en önemli güvenlik kalesi, toplumsal düzenin ve huzurun simgesidir.
Ancak, artık karakolların bile saldırıya uğradığı bir ülkede yaşam savaşı veriyoruz.
Durum böyle olunca artık bu ülkede en küçüğünden, en büyüğüne kadar, kimse yarınına güvenle bakamıyor!
Anlayacağınız her geçen gün, daha fazla hayat kayboluyor, daha fazla umut sönüyor.
Ve bizler neredeyse her gün ülkede yanlış giden işlerin olduğunu sık sık tekrarlıyoruz ama hiç birine çözüm getirilemiyor!
Bütün bu yaşananlardan sonra bir kez daha anladım ki, eğer bu düzen değişmezse, toplumun tüm yapısı çökecek!
Son olarak, bu acı olayda hayatını kaybeden polis memurlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve tüm sevenlerine sabır diliyorum. Yaralı polis memurumuza ise acil şifalar diliyorum.












