Kalın kafalı olarak nitelemek de mümkün onları… Anlatırsınız, anlamazlar! Ucuz yoldan, ucuz işlerle, ucuz kahramanlık peşindedirler… Bakın sağınıza-solunuza görürsünüz…
Türkçe deyimiyle “Nato kafa, nato mermer” derler..
Duymuşsunuzdur bir yerlerde mutlaka..
Deyimin orjinali, Yunanca...
Hadi biraz daha açalım..
“Na to kefari, na to mermari”
Na: işte demek
To: ek (İngilizcedeki the gibi)
Kefari: Kafa
Mermari: Mermer
“İşte kafa, işte mermer...”
Anlaşılacağı gibi NATO, o bilinen Kuzey Atlantik Savunma Paktı anlamında kullanılmıyor malûmunuz olduğu üzre..
Zaten biz de de anlatmaya çalıştığımız konuyu net biçimde ortaya koyduk herhalde...
“Tümleç ile imleç”i aynı şey sananlarla, “idare-i maslahat” edenlerlerden bıktık…
Daral geldi vallahi…
Bunaldık, bunalttılar...
Onlar hep vardı, lâkin sayılarının mütemadiyen çoğaldığına tanık oluyoruz şu sıralar...
Ne hazindir ki, “Edebi, edepsizden öğren” sözünün tescillendiğine şahit oluyoruz.. Fakat yeter artık bıktık, usandık...
İzah ediyoruz, tık yok…
İroni yapıyoruz olmuyor...
Tahakküm de bizim işimiz olmadığına göre, ayıkla pirincin taşını hallerinin orta yerinde kalakalıyoruz..
İyisi mi zorlamamak...
İyisi mi optimist davnranıp, yazıyı nihayetlendirmek daha doğru olacak.
Ne diyordu şair sahi:
Bir kaç köpek gülsün diye,
Kurda kıyan kul utansın
Mevki, makam, para için,
Alkış tutan el utansın.
Çıkar için şerefsizce,
Kıç yalayan dil utansın.