6 Ağustos 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan atama kararlarına göre Sağlık Bakan Yardımcılığı görevine atanan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe yaklaşık iki yıl önce Rektör Prof. Dr. Muhammed Güven’den sonra Sağlık Bakan Yardımcılığı görevine getirilmişti. Ancak Prof. Dr. Emine Alp Meşe’nin de Cumhurbaşkanı kararnamesiyle henüz görev süresinin bitimine iki yıl kala görevden alınması sonrası bu karar hem Kayseri’de hem de Ankara’da sürpriz olarak karşılandı.
Prof. Dr. Emine Alp Meşe aslında o dönemde yani 2018 yılında Rektör Yardımcısı iken dönemin rektörü Prof.Dr. Muhammed Güven’in yerine Rektör olarak atanması bekleniyordu. Fakat Sağlık Bakanı Prof. Dr. Fahrettin Koca tarafından özellikle Ankara’ya davet edilmiş beraber çalışmak noktasında Bakan Yardımcılığı görevini teklif etmişti. Sayın Meşe, ‘’mevzu vatansa gerisi teferruattır’’ diye düşünerek görevi kabul etmiş uzun yıllar hizmet ettiği şehrine veda etmişti. Göreve geldikten sonra birçok bilimsel çalışmalara da imza atan Sayın Meşe ortaya çıkan Covid-19 ile birlikte branşı olması sebebiyle Pandemi ile alakalı birçok önemli noktada görev almış, Mesela Bilim Kurulu Koodinasyonu, Bakanlıklar arası Koodinasyon ve Dünya Sağlık Örgütü ile Koordinasyon noktasında önemli görevlerde yer almıştı.
Detaylarını yazacağım ama önce bu önemli görevlerden bir tanesi de USHAŞ yani ULUSLARARASI SAĞLIK HİZMETLERİ A.Ş.’den bahsetmek istiyorum.
ULUSLARARASI SAĞLIK HİZMETLERİ A.Ş.Yönetim Kurulu Üyeliği, şirketin ilk üç yıllık Yönetim Kurulu üyeleri Emine ALP MEŞE, Mehmet Ali KILIÇKAYA ve Ahmet TEKİN Mustafa TAŞDEMİR şirket ana sözleşmesinde belirtilmiş olup; ana sözleşme 04/02/2019 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiştir.
Peki nedir bu şirketin amacı? Neden böyle bir şirket kuruldu? Bu şirket bir bakanlığa bağlımıdır? Hisseleri kime ait? İşte bütün bu soruların cevabını da yazımın devamında sizlerle paylaşıyor olacağım. USHAŞ (Uluslarası Sağlık Hizmetleri A.Ş.), 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye dayalı olarak 03 Ağustos 2018 tarihinde Sağlık Bakanlığı ilgili kuruluşu olarak kurulmuştur.
Kuruluş amacı, “uluslararası sağlık hizmetleri alanında ülkemizde sunulan hizmetlerin tanıtımını yapmak, kamu ve özel sektörün sağlık turizmine yönelik faaliyetlerini desteklemek ve koordine etmek, uluslararası sağlık hizmetlerine ilişkin politika ve stratejiler ile hizmet sunum standartları ve akreditasyon kriterleri konusunda Bakanlığa önerilerde bulunmaktır.”
USHAŞ’ın hisselerinin tamamı Hazine ve Maliye Bakanlığına aittir.
Bakan yardımcılığı görevi süresince, kendisine bağlı birimler sebebiyle USHAŞ’ın kuruluş amacına katkıda bulunmak için yani sağlık turizmine katkı vermek için, yönetim kuruluna Sağlık Bakanı tarafından atandı. Diğer yönetim kurulu üyeleri de USHAŞ’ın kuruluş amacına uygun olarak faaliyetleri takip edecek Sağlık Bakanlığı bürokratlarından oluşmaktadır.
USHAŞ ayrıca kanunda verilen yetki ile ilaç, cihaz ve tıbbi malzeme tedariğinde, alım ve satımında da bulunabilmektedir. Sağlık Bakanlığı ilgili kuruluşu olan USHAŞ, pandemi döneminde, rekabetin olmadığı ortamda, en uygun fiyatla, kâr amacı olmaksızın Sağlık Bakanlığı adına ürün tedarik etmiştir. PCR kiti, ventilatör gibi ürünleri Sağlık Bakanlığına kâr etmeksizin, maliyetine temin eden; kârlılığını ise yurt dışına yaptığı ihracatlar ile sağlayan Türkiye Cumhuriyeti Hazinesine ait bir şirkettir. USHAŞ’ın ihracat faaliyetlerinden elde ettiği kâr da yine Hazine’ye aittir. Ayrıca diğer Şirket Yönetim Kurullarında olduğu gibi, bu tip alımlarda genel olarak Yönetim Kurulu üyelerinin görevi ve dahli olmamaktadır.
Bir not daha belirtmiş olayım, Prof. Dr. Emine Alp Meşe’nin Sağlık Bakanlığındaki görevinin sona ermesi nedeniyle de USHAŞ Yönetim Kurulu Üyeliğinden de ayrılmıştır.
Erciyes Üniversitesinde her zaman bilimsel, çalışkan, dürüst ve nezaketiyle tanınan Prof. Dr. Emine Alp Meşe, Ankara bürokrasisinde de çizgisini korumuştur.
Neden USHAŞ’tan bahsettiğimi ve gündeme yansıyan bu iddialar üzerine görevden alındığı söylenen konunun detayını yapmış olduğum araştırmalar ve edindiğim bilgiler ışığında sizlere anlatayım.
Aslında Sayın Bakanın bütçe görüşmelerinde açıkladığı bilgi anlaşılamamış ya da yanlış anlaşılmış ki bu konular tekrar gündeme getirilmeye çalışılıyor
Konu USHAŞ, PCR kiti, ventilatör gibi ürünleri Sağlık Bakanlığına kâr etmeksizin, maliyetine temin eden, karlılığını ise yurt dışına yaptığı ihracatlar ile sağlayan Türkiye Cumhuriyeti Hazinesine ait bir şirkettir. Sağlık Bakanlığı’nın ilgili şirketi olarak USHAŞ’ın ihracat faaliyetlerinden elde ettiği kâr da yine Hazine’ye aittir diye yukarıda uzun uzun bu şirketi anlatmıştım.
Bütçe görüşmelerinde Sayın Sağlık Bakanın da belirttiği gibi; COVID 19 PCR tanı kitleri Türkiye’de üretilmeye başlanmadan önce, yurtdışından tedarik edilmişti ve bu kitler pandeminin başı olması nedeniyle daha yüksek fiyatlı kitlerdi. Sağlık Bakanlığı, Ayrıca Ocak ayında yerli üreticilerin COVID 19 tanı kiti üretmeleri için çağrıda da bulunmuştu. Ürününe ruhsat alan ilk firma ise Bioeksen olmuştu. FDA onayına da sahip, ülkemizin ilk ve o dönem tek yerli PCR tanı kit fiyatı, pazarlık usulüyle 32,6 TL şeklinde oluşmuş ve dünya fiyatlarının üçte birine anlaşma sağlanmıştır.
Ürünler, USHAŞ aracılığıyla Sağlık Bakanlığı’na kârsız olarak temin edilmeye başlanmış. Diğer üreticiler tarafından üretime başlanması ve piyasada rekabetin ortaya çıkmasıyla birlikte süreç Devlet Malzeme Ofisi’ne devredilmişti. DMO tarafından yapılan ihalede ise fiyat 9,8 TL + KDV olarak yeniden oluşmuştur. Temin edilen kitlere ödeme yapılmadığı bu aşamada, oluşan 9,8 TL + KDV lik fiyat daha önce alınan kitler için de uygulanarak, Bakanlık tarafından iskonto sağlanmıştı.
Kısaca anlatmaya gayret gösterdiğim süreci bu şekilde tamamlanmış ve DMO’ya devir sürecinden sonra USHAŞ herhangi bir PCR kiti tedariki yapmamıştı.
Zaten USHAŞ Sayıştay denetimine de tabi bir Şirkettir
Fazla söze ne gerek?