Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, enflasyon muhasebesi uygulaması ve getireceği sonuçlarla ilgili olarak açıklama yaptı.
Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, enflasyon muhasebesi uygulamasına tepki göstererek, “Sanayicilerimizin üretim ve ihracat yapmakta zorlandıkları bir dönemde enflasyon muhasebesi mali yük getirmekten başka bir sonuç doğurmayacaktır. Sanayicilerimiz, yeni yatırım yapılmasını bir kenara bırakın, mevcut yatırımların korunmasını, ihracatta durağanlığın önüne geçilmesi için yeni adımlar atılmasını ve destekler sağlanmasını beklemektedir.” dedi.
Başkan Yalçın, son yıllarda Türkiye'de yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle, reel piyasaların olumsuz etkilenmeyi sürdürdüğün kaydetti. Yalçın, “Ülkemizde ekonomik sorunların başında yüksek enflasyon gelmektedir. Toplumun karşı karşıya olduğu enflasyon sorunu, alınacak mali ve siyasi politikalarla çözülmelidir. Sanayicilerimizin, vergi mükelleflerinin üzerindeki enflasyon yükü ise bazı vergisel düzenlemelerle hafifletilmelidir.” diye konuştu.
Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Enflasyon düzeltmesi teorik olarak yüksek enflasyon dönemlerinde şirketlerin mali tablolarını gerçeğe daha uygun hale getirmek amacıyla yapılan bir muhasebe uygulamasıdır. Enflasyon düzeltmesinin her 3 ayda yapılması firmalar açısından her üç ayda bir bilançoların çıkartılmasını gelir tablolarının hazırlanmasını gerektirmektedir. Bu süreç firmalar açısından oldukça zor bir süreçtir.
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren sanayicilerimizle yapmış olduğumuz çalışmalar sonucunda; enflasyon düzeltmesi farklarının vergilendirilmesi ile ilgili aksaklıkların ortaya çıktığı görülmektedir. Yapılan uygulama ile öz kaynağı güçlü fakat parasal olmayan aktif varlıkları yani stokları, iştirakleri, maddi duran varlıkları, maddi olmayan duran varlıkları düşük olan firmalar açısından gider yönlü yani zarar artırıcı olup ödemesi gereken vergiden daha az vergi ödenmesine neden olabilmektedir. Bununla birlikte öz kaynağı güçsüz olan fakat parasal olmayan aktif varlıkları yani stokları, iştirakleri, maddi duran varlıkları, maddi olmayan duran varlıkları yüksek olan, finansmanını borçlanma ile yapan, borçlu olan işletmeler açısından ise gelir yönlü yani kar artırıcı olup ödemesi gereken vergiden çok daha fazla bir vergi ödemek zorunda bırakmaktadır.
Enflasyon düzeltmesinin bu haliyle uygulanması durumunda küçük ve orta ölçekli firmalar açısından büyük bir vergi yükü oluşturacaktır. Vergi yükünün ise öz kaynak ve finansman sıkıntısına sebebiyet vereceği açıktır.
Elbette ülkemizin bütçe açığını kapatma ihtiyacı tartışılmaz. Ancak bu açığı kapatırken sanayicilerimiz, küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz üzerlerine binen bu ağır yük altında bırakılmamalıdır. Vergi adaletinin sağlanması gerekmektedir. Vergi adaletini ciddi anlamda zedeleyen bu uygulamanın geçici vergi dönemlerinde uygulanmaması gerektiği kanaatindeyiz.
Enflasyon düzeltmesi, geçici vergi dönemlerinde değil, yıllık bazda uygulanmalı. Yılsonuna kadar olan süreçte de mevzuattaki eksiklikler ve uygulamadaki hatalar mutlaka düzeltilmelidir.”
Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, enflasyon muhasebesi uygulamasına tepki göstererek, “Sanayicilerimizin üretim ve ihracat yapmakta zorlandıkları bir dönemde enflasyon muhasebesi mali yük getirmekten başka bir sonuç doğurmayacaktır. Sanayicilerimiz, yeni yatırım yapılmasını bir kenara bırakın, mevcut yatırımların korunmasını, ihracatta durağanlığın önüne geçilmesi için yeni adımlar atılmasını ve destekler sağlanmasını beklemektedir.” dedi.
Başkan Yalçın, son yıllarda Türkiye'de yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle, reel piyasaların olumsuz etkilenmeyi sürdürdüğün kaydetti. Yalçın, “Ülkemizde ekonomik sorunların başında yüksek enflasyon gelmektedir. Toplumun karşı karşıya olduğu enflasyon sorunu, alınacak mali ve siyasi politikalarla çözülmelidir. Sanayicilerimizin, vergi mükelleflerinin üzerindeki enflasyon yükü ise bazı vergisel düzenlemelerle hafifletilmelidir.” diye konuştu.
Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Enflasyon düzeltmesi teorik olarak yüksek enflasyon dönemlerinde şirketlerin mali tablolarını gerçeğe daha uygun hale getirmek amacıyla yapılan bir muhasebe uygulamasıdır. Enflasyon düzeltmesinin her 3 ayda yapılması firmalar açısından her üç ayda bir bilançoların çıkartılmasını gelir tablolarının hazırlanmasını gerektirmektedir. Bu süreç firmalar açısından oldukça zor bir süreçtir.
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren sanayicilerimizle yapmış olduğumuz çalışmalar sonucunda; enflasyon düzeltmesi farklarının vergilendirilmesi ile ilgili aksaklıkların ortaya çıktığı görülmektedir. Yapılan uygulama ile öz kaynağı güçlü fakat parasal olmayan aktif varlıkları yani stokları, iştirakleri, maddi duran varlıkları, maddi olmayan duran varlıkları düşük olan firmalar açısından gider yönlü yani zarar artırıcı olup ödemesi gereken vergiden daha az vergi ödenmesine neden olabilmektedir. Bununla birlikte öz kaynağı güçsüz olan fakat parasal olmayan aktif varlıkları yani stokları, iştirakleri, maddi duran varlıkları, maddi olmayan duran varlıkları yüksek olan, finansmanını borçlanma ile yapan, borçlu olan işletmeler açısından ise gelir yönlü yani kar artırıcı olup ödemesi gereken vergiden çok daha fazla bir vergi ödemek zorunda bırakmaktadır.
Enflasyon düzeltmesinin bu haliyle uygulanması durumunda küçük ve orta ölçekli firmalar açısından büyük bir vergi yükü oluşturacaktır. Vergi yükünün ise öz kaynak ve finansman sıkıntısına sebebiyet vereceği açıktır.
Elbette ülkemizin bütçe açığını kapatma ihtiyacı tartışılmaz. Ancak bu açığı kapatırken sanayicilerimiz, küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz üzerlerine binen bu ağır yük altında bırakılmamalıdır. Vergi adaletinin sağlanması gerekmektedir. Vergi adaletini ciddi anlamda zedeleyen bu uygulamanın geçici vergi dönemlerinde uygulanmaması gerektiği kanaatindeyiz.
Enflasyon düzeltmesi, geçici vergi dönemlerinde değil, yıllık bazda uygulanmalı. Yılsonuna kadar olan süreçte de mevzuattaki eksiklikler ve uygulamadaki hatalar mutlaka düzeltilmelidir.”